Hey Gâvur, Anlatsana

Halkımızın çoğu, herkesin her alanda, düşünce, ifade ve seçtiği yaşam tarzında özgür olduğunu savunur. Ama ilginçtir ki işin ucu kendisine dokununca işler tam tersi bir durum alır. Eğer kendi akrabası, eşi veya çocuğu bu seçimi yapıp farklı bir görüşe sahip olursa, aynı bu kişi evde kiyameti koparır. Aynı şekilde bizler Hristiyan olduğumuzdan dolayı sürekli olarak ailemizin ve çevremizin tepkisiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu tepkisel davranış ülkemizde bir toplumsal davranış biçimine dönüş müştür. Her hafta öğrencilerden profesörlere, ateistlerden müftülere kadar, hemen hemen her kitleden oluşan yüzlerce insan kiliselerimizi ziyaret etmektedir. Ama üzücü olan bu kişilerin çoğu önyargı ya da yanlış bilgilerle dolu olması. Herkesin soruları farklı gibi görünse de, içerik olarak aynı yanlış ve kulaktan dolma bilgilerin sonucunda doğan sorulardır. Bu yanlış bilgiler, özellikle medya ve ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı‟nın bazı yayınlarında da, gerçekmiş gibi sunuldukça halkımızın önyargılı tepkisiyle karşı karşıya kalıyoruz. Tabii biz buna şaşırmıyoruz çün kü biz de bu ülkenin çocuklarıyız ve Hristiyanlıkla ilgili aslı astarı olmayan bu yalanlarla yetiştirildik.

Hristiyanlar'la ilgili dedikodular çok yaygın ve hepsi birbirinden renklidir. Kimisine göre: “Bu Hristiyanlar yurtdışından destek alıp devletin kuyusunu kazıyorlar,” kimisine göre de, “Dinini değiştirip Hristiyan olana para veriyorlar.” Buna benzer daha nice karalamalar dilden dile dolaşıp duruyor. Bu karalama işinin arkasında artık kim varsa halkımızın Hristiyanlığı hiç tanımadan köklü bir önyargıya kapılmasında gayet başarılıdır. Bunu da söylemeliyiz ki bu tür sözler özellikle yakın akrabalarımız ve arkadaşlarımızdan duyunca çok üzülüyoruz çünkü bu iddiaların hiç birinin gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bizler her hangi bir çıkarcılık için Mesih‟e iman etmedik, tam aksine İsa Mesih‟i izlemeye karar verdikten bu yana, özellikle halkımızın yüreklerine ekilen bu önyargılarından ötürü, çok sıkıntı çektik ve halen de çekiyoruz. Aramızda birçok kişi Mesih‟e iman ettiği için işten atıldı, evden kovuldu ve dayak yiyip hakarete uğradı. Hatta ve hatta en üzücü ve çarpıcı örnek 18 Nisan 2007 yılında Malatya‟daki Zirve Yayınevi‟nde yaşanan katliamdır, ki bu olay bahsettiğimiz olumsuz propagandaların sonucudur. Yine de maddi ve manevi olarak zorluk çeksek bile Mesih sayesinde edindiğimiz bu derin sevgi, sevinç ve ümit her şeye değerdir. İşte bizler Tanrı‟nın Mesih aracılığıyla sunmuş olduğu bu mükemmel sevgi ve kurtuluş için iman ettik. O nedenle içimizdeki bu ümidin nedenini anlatmadan da edemeyiz. Dolayısıyla Türkiye‟de yaşayan Mesih imanlıları olarak halkımızın inancımızla ilgili yanlış bildiği ve en sıkça sorduğu sorulara İncil‟e uygun cevap vermeyi borç biliyoruz. Bu küçük kitapçığın amacı bu soruları birkaç başlık altında toplayıp net bir şekilde yanıtlamaktır. Eğer Hristiyanlıkla ilgili önceden kalan önyargılarınız varsa, umarız onları bir kenara bırakıp açık bir yürekle sunacağımız cevapları değerlendirebilirsiniz. Kimseyi bizim gibi inansın diye zorlamıyoruz, ama böyle bir bilgi alışverişinden daha saygılı bir diyalog ve anlayış doğacak diye umuyoruz.

About the Author

Can Nuroğlu

Evli ve üç çocuk babasıdır. Amerika'da Emmaus İncil Üniversitesinden mezun olduktan sonra on bir yıl Diyarbakır Kilisesinde hizmet etti. Şimdilik Kuzey Kıbrıs'ta bulunup Mesih'in hizmetine devam etmektedir.

Facebook'ta Can ile görüşebilirsiniz. Ayrıca heygavur.com'dan onun TV programları izleyebilirsiniz.

Other Books By Can Nuroğlu

Publisher: 

Comments

İhlas suresi okunuşu Bismillahirrahmanirrahim Kul hüvellâhü ehad Allâhüssamed Lem yelid ve lem yûled Ve lem yekün lehû küfüven ehad İhlas suresinin Tefsiri (Meali) Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın Adıyla De ki; O Allah bir tektir. Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir). Doğurmadı ve doğurulmadı. O 'na bir denk de olmadı.

Bu yazıya bakınca sanki sömürgeyi müslümanlar başlatmış , ve şu anda doğuda hristiyanlara zulüm ediliyor ve müslümanların umrunda değilmiş gibi gösteriyor

Çok güzel

kitapligim

Çok güzel

Çok güzel kitaplar

İsa Mesih sadece "Ne zaman günah işlerse, Bana gel ve günahlarını affettireceğim" demedi "Bana gel. Bende kal . Beni izle . Beni herkesten daha sevin . Beni seviyorsanız ,buyruklarımı itaat edersiniz " dedi

o zaman bu günahların işlenmesinin bir sakıncası yok mu? bedeli ödendiğine göre insanları kötü şeyleri yapmaktan alıkoyacak şey ne olacak, kötü olmanın maliyeti iyi olmanın maliyetinden daha ucuz insanların kötüyü tercih etmeleri daha kolay olmuyor mu

Bence incil tevrat ve zebur cok güzel kitaplar ve isa mesih kesinlikle tanrının oğludur ve kendisi rab dır. O bizim günahlarımız için ezildi,bizim günahlarımız için acı çekti onun yaralarıyla iyileşiriz. Sizin kitabınızda veya inancınızda böyle bir fedekarlık var mı? Sizi kınıyorum.

Dini inancınıza saygı duyarım. Ancak bahsettiğiniz "İncil, Tanrı sözüdür." görüşünüze katılmıyorum. İslamı ve özellikle Kur'an-ı Kerim'i iyi incelemenizi, gerçek "Allah (C.C.) sözünün Kur'an-ı Kerim" olduğunun farketmenizi isterim. Bu konuda Ahmet Tomor'un Kuran ve İncil isimli eserini okumanızı tavsiye ederim. Tevfik ve hidayet Allah'tandır. Allah islah etsin ve hidayete erdirsin. (Amin)

Herkexin dini inanc ve dusunce ozgurlugu olmsli, insani olan budur.

Add new comment