Yazar

Yazar kimliğini mektupta açıklamaz. Pavlus'un kaleminden çıktığını söyleyenler eskiden beri olmuşsa da, bunu yalanlayan önemli bir olgu vardır. Yazarın "Başlangıçta Rabbin kendisi bu kurtuluşu bildirdi; işitenler de onu bize doğruladı" diye yazdığına göre kendisi kurtuluş haberini doğrudan doğruya Rab'den almadığını açıklamış bulunuyor (2:3). Pavlus ise "Bildirdiğim Sevinç Getirici Haber insandan kaynaklanmamıştır. Çünkü ben onu herhangi bir insandan almadım. Ne de bir insan öğretti onu bana. İsa Mesih kendisi bana açıkladı" (Galatyalılar 1:11,12). Böylelikle mektubu yazanın bunları bildiren Pavlus olamayacağı belirgindir. Yazar on iki habercinin arasında da değildi.

Öte yandan yazdıkları Yahudi aslı bir Mesih inanlısı olduğuna pek kuşku bırakmaz. Eski Antlaşma'yı ve Yahudi törelerini bu denli ayrıntılı olarak bilmesi bu izlenimi bırakır. Öte yandan hiçbir zaman İsrailliler'den söz ederken "atalarımız" gibi sözleri kullanarak kendini onlarla bir saymaz (Müjde'nin 1:1 ve 11:2'deki "atalarımız" çevirileri yanlıştır. Aslı böyle değildir. 1:1’in çevirisi “atalar” ve 11:2’nin "bizden önceki insanlar" (SGH) veya "eski zaman adamları"dır (KM). Mektubun amacına uygun bilinçli bir tutum olarak yorumlanabilir bu davranış. Mesih inancının "süresi tükenip eskiyen" antlaşmaya bağımlı olmadığını vurgulamaktaydı tüm mektupta. İsa'nın "aşağılanmasını yüklenerek toplumun konutladığı yerin dışında O'na gidelim" diyerek Mesih inanlılarının Yahudi din düzeninin dışına çıkmaları zorunluluğunu vurgular (13:13). Yazdığı inanlılarla birlikte bunu yapma gerekliliğinde olduğunu söyleyerek dolaylı olarak onlar gibi Yahudi aslı olduğunu belirtiyordu.

Yazarın değindiği konuların, ve onları işleme yolunun Stefanos'un savunmasıyla benzerlikleri vardır. Mektubu yazan Stefanos olamaz elbette çünkü Stefanos mektubun yazılmasından önce ölmüştü. Ama yazar Stefanos gibi Yunanca konuşan ve Eski Antlaşma'nın Yunanca çevirisini kullanan, ona benzer bir eğitim görmüş ve dış bir ülkede yetişmiş bir Yahudi idi her halde. Pavlus'un yazılarıyla ortak yönleri de vardır. Örneğin: Nuh'un "imanının getirdiği doğruluğun mirasçısı" olduğunu bildirirken Pavlus'un Romalılara mektubunu anımsatır. Yazar Pavlus'un en yakın iş arkadaşı olan Timoteos'un yakın bir arkadaşıydı (13:23).

Martin Luther yazarın Apollos olabildiğini öne sürdü. Timoteos'la arkadaş olması bunu biraz destekliyor. Luka da onu "söz söyleme yeteneği olan İskenderiyeli bir Yahudi" olarak betimledikten sonra "Kutsal Yazılar'ı çok iyi biliyordu" der (Elçi. İş. 18:24). Korintos'ta Apollos "kayra aracılığıyla iman edenlere büyük yardımlarda bulundu. Çünkü Kutsal Yazılar'dan Mesih'in İsa olduğunu kanıtlayarak, ateşli sözlerle herkesin gözü önünde Yahudiler'i kesinlikle susturdu" (Elçi. İş. 18:27,28). Böyle niteliklere sahip bir inanlıydı İbranilere mektubu yazan. Ama Apollos muydu, kilise atalarından Tertullian'ın öne sürdüğü gibi Barnabas mıydı? Bunu bilmiyoruz. Mektup "Tanrı.. konuştu" diye başlar (1:1). Mektubun kimin kaleminden çıktığı pek önemli değil, önemli olan okuyucunun mektubun aracılığıyla Tanrı'nın konuşmasını duymasıdır.