Kuran-ı Kerim’e Göre Mesih’in Çarmıhtaki Ölümü


Bu bölümde de Kuran’da Mesih’in çarmıhı ile ilgili ayetleri yazacak çıkan görüşleri sizin görüşünüze sunacağım.

Ey İsa, seni öldürecek olan benim. Seni kendime yükseltip kaldıracak, seni küfredenlerin içinden tertemiz çıkaracak ve seni izleyenleri kıyamet gününe kadar küfredenlerin üstünde tutacak olan da benim…” (Al-i İmran 55). Hem Hristiyanlık’ta hem de İslamiyet’te ortak olan görüşlerden biri İsa Mesih’in bu dünyadan ayrılırken bedenen ölmeden doğruca cennete alındığıdır (bkz. Nisa 158; Luka 24:51). Eğer İsa Mesih bedeniyle diri olarak gökyüzüne alındıysa ve Al-i İmran 55. ayetine göre de ölmesi gerekiyorsa, bu İsa Mesih’in cennete alınmadan önce bu dünyadayken ölüp dirildiğinin kanıtı değil de nedir?

İsa bebekken yaptığı mucizevi konuşmasında “Doğduğum gün de, öleceğim gün de ve diri olarak kaldırılacağım gün de bana esenlik verilmiştir.” (Meryem 33). Bazı İslami yorumcular bu ayette bahseden dirilişin İsa Mesih’in ikinci gelişi olarak yorumlamaktadırlar. Ancak Mesih’in ikinci kez geleceğine dair Kuran’da hiçbir ayet bulunmamaktadır. Kutsal Kitap’ta Mesih’in ikinci gelişine dair ayetlervardır ama Kuran’da bu konuyla ilgili hiçbir şey yazmamaktadır. Bu yorumcuların kaynakları, hadislerdir. Toplamda bu konuya ilişkin 14 hadis bulunmaktadır.Bu hadislerin çoğuEbu Hureyre, Buhari ve Müslim gibi gelenekçilerin hadis kitaplarında bulunmaktadır. Ben konuyu çok dağıtmamak adına sadece bir tanesini yazacağım. “Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de İsa(as)'ın inmesi...” (Sahih-i Müslim, Kitabü-l Fiten: 39).

Burada unutulmaması gereken bu hadislerin farklı gruplara göre farklı yorumlanmasıdır. Örneğin; Sufiler, yazılan hadisleri doğrudan değil, farklı işaretler olarak yorumlarlar. “Sûfîler dış dünya için gerçekleşecek kıyameti ve onun ortaya çıkacak alametlerini tasavvufî tecrübelerinin seyri açısından işarî9yoruma tabi tutarlar. Bu bağlamda … Hz. İsa’nın yeryüzüne inişi, dabbetü’l-arz ve Ye’cüc ve Me’cüc’ün zuhuru, güneşin batıdan doğup doğudan batması şeklinde sıralanan kıyamet alametleri tasavvufî tecrübe açısından yorumlanmıştır” (İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19, ss. 123-142). Biz bu kitapçıkta hadisleri direk kelime anlamlarıyla yorumladık. Direk kelime anlamlarıyla yorumlamadığımız takdirde (Sufiler gibi), İslamiyet’te Mesih’in ikinci gelişi, hiç kaleme alınmamış olacaktır. Yani İslam dünyası bu konuya yorumsuz kalmış olacaktır. Bu durumda Kutsal Kitap yine başvurulması gereken tek kaynak olacaktır.

Hem hadisler hem Kutsal Kitap olsun zaman ve yer olarak örtüşmeseler de İsa Mesih’in tekrar geleceğini desteklemektedirler. O zaman Mesih’in ikinci gelişi konusunda hemfikir olduğumuza göre; “İsa Mesih’in ikinci gelişi yukarıdaki ayette bulunan diriliştir” diyenlerin bu yorumuna gelelim. İslami yorumcuların bu yorumda yaptıkları bir mantık hatası bulunmaktadır. Dirilme: canlanma, ölümden sonra canlanma demektir. İsa Mesih ölü olarak bu dünyadan alınmadı ki ikinci gelişi diriliş olsun (bkz. Nisa 158; Luka 24:51). Mesih şu anda cennette zaten canlı olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla ikinci gelişi de diriliş olmayacaktır. Mesih’in ikinci gelişinin de diriliş olmadığını kanıtladığımıza göre geriye kalan tek seçenek Mesih’in göğe alınmadan önce ölüp dirilmesi gerektiğidir.

İsa Mesih Allah’a cevap veriyor. “Ben onlara: benim ve sizin Rabb’iniz olan Allah’a kulluk edin, diye senin bana emretmiş olduğundan başka bir şey söylemedim. Ben onların içinde olduğum sürece onları kolladım, fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen sen oldun…” (Maide 117).

Görüyoruz ki yukarıdaki ayetin de tanıklığı Mesih’in öldürüleceğine yöneliktir.

Eğer “Bir peygamber öldürülemez!” diyorsanız yine size cevabını Kuran’dan vereyim.

“…De ki: “Size benden önce açık deliller ve bu dediğinizi de getiren peygamberler gelmişti. Eğer doğru iseniz niçin onları öldürdünüz?” (Al-i İmran 183).

Andolsun, Musa’ya Kitabı verdik, arkasından peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da açık deliller verdik ve onu Ruh’ül Kudüs (Kutsal Ruh10) ile destekledik. Ne zaman ki, bir peygamber, size canınızın istemediği bir şey getirdiyse büyüklük taslamadınız mı? Kimini yalanlıyor, kimini de öldürüyordunuz?” (Bakara 87).

Bu ayetlere dayanarak şunu söyleyebiliriz: Bir peygamber insanlar tarafından öldürülebilir.

O halde gerçek olan nedir? Gerçek olan, İsa Mesih bu dünyadayken öldürülmüş, ölümünden sonra kendisi dirilmiş ve daha sonra da diri Mesih’in göğe alınmış olmasıdır. Bunu anlatırken anlaması zor ayetler kullanılmamış tam tersine açık seçik gözler önüne serilmiştir. Madem Kuran, Mesih’in bu dünyadayken nasıl ölüp dirildiğini anlatmıyor o halde bu konuyu yok saymak yerine, İncil bu konuda başvurulacak tek kaynak olarak araştırılmalıdır (Cedid, İ. Çarmıh sf. 22).

Tüm bu ayetler dışında bir ayet daha var ki, birçok Müslüman sanki sadece bu ayetin söylendiğini varsayıp, üstte yazılan ayetleri başka kitaptan alınmış gibi yok sayıyorlar. Bu ayet Nisa 157- 158 ayetleridir.

“ “Biz Allah’ın elçisi, Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük!” demelerinden ötürü… Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Ama onlara öyle geldi.Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu yakınen öldürmediler. Hayır Allah onu (İsa’yı) kendisine yükseltti.” (Nisa 157-158).

Nisa 157-158 ayetlerini İncil ayetlerinin ışığı altında incelediğimizde ortaya çıkan anlam: “O dönemdeki Yahudiler İsa’yı öldürdük diyerek kendilerini İsa Mesih’ten üstün göstermeye çalışmışlardır ancak Yahudiler O’nu öldürmediler çünkü O’nu öldürmeye güçleri yetmezdi. Bunu Yahudiler İsa Mesih’i tutuklamaya geldiklerinde, İsa’yı kılıcıyla korumaya çalışan kendi öğrencisine İsa Mesih bizzat söyledi. “Yoksa Babam'dan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir” (Matta 26:53). İsa Mesih Yahudiler tarafından öldürülmeye bizzat kendisi razı oldu. Sebebini de Matta 26:53’ün devamında gelen ilk ayette açıkladı. “Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?” (Matta26:54). İsa Mesih’in öleceği Kutsal Yazılarda bildirilmişti, İsa Mesih’te öldürülmeye razı oldu. Ve üçüncü günde de dirilerek tüm yetkisini ve ölüm üzerindeki zaferini dünyaya ilan etti. “...kutsallık ruhu açısından ise ölümden dirilmekle Tanrı'nın Oğlu olduğu kudretle ilan edildi” (Romalılar 1:4). Ama İsa Mesih’i öldürdüklerini sanan Yahudiler, Mesih’in dirildiğini duyunca kuşku içinde kalmışlardır. Ortada Mesih’in cesedi bulunmadığı halde, o dönemdeki Yahudiler kendi aralarında anlaşarak İsa Mesih’in cesedini Havarilerin çaldığını ve İsa’nın asla dirilmeyip ölü olarak kaldığını, dünyadan da bu bahsedilen ölümle ayrıldığını iddia etmişlerdir. “Başkâhinler ileri gelenlerle birlikte toplanıp birbirlerine danıştıktan sonra askerlere yüklü para vererek dediler ki, "Siz şöyle diyeceksiniz: 'Öğrencileri geceleyin geldi, biz uyurken O'nun cesedini çalıp götürdüler.' Eğer bu haber valinin kulağına gidecek olursa biz onu yatıştırır, size bir zarar gelmesini önleriz." Böylece askerler parayı aldılar ve kendilerine söylendiği gibi yaptılar. Bu söylenti Yahudiler arasında bugün de yaygındır” (Matta 28:12-15). Kendi uydurdukları zanna inanmışlardır. Bugün bile bu iddialarını sürdürmektedirler. Ama İsa Mesih, dirilişinden sonra diri olarak bu dünyadan göğe alınmıştır.

Bu anlam Kuran’daki İsa Mesih’in ölüp dirileceğine dair mevcut diğer ayetleri de desteklemektedir.

Nisa 157-158 ayetlerinin günümüz Müslümanlarına göre anlamı: “İsa Mesih hiç öldürülmemiş. İsa Mesih’in yerine O’na ihanet eden öğrencisi Yahuda İskaryot, Tanrı tarafından İsa Mesih’e benzetilmiş ve İsa’yı yakalamaya gelen askerler İsa’ya benzetilmiş olan Yahuda İskaryot’u yakalamışlar ve onu çarmıha germişlerdir. Ama o dönemde yaşayan herkes İsa Mesih’in öldüğünü sanmış ve hala bu zanna uymaktalarmış.

Günümüz Müslümanlar’ının yaptığı bu yorum ise gerçeklerin yakınından bile geçmemektedir. Günümüz Müslümanlar’ının yaptığı bu yorumun çok ciddi iki sorunu vardır.

  1. Bu yorum Kuran’la çelişmektedir. (Çünkü diğer tüm ayetler İsa Mesih’in bir kez öleceğine dikkat çekmektedirler.)

  2. Bu yorum İncil, Kuran, Tevrat ya da Zebur kaynaklı değildir11. (Kuran’ın veya diğer kitapların hiçbir yerinde Yahuda İskaryot’un İsa Mesih’e benzetildiği yazmamaktadır.)

Çelişkilerin yanı sıra Yahuda İskaryot’un nasıl öldüğünü günümüze aktaran ayetler de mevcuttur. “Yahuda bizden biri sayılmış ve bu hizmette yerini almıştı." Bu adam, yaptığı kötülüğün karşılığında aldığı ücretle bir tarla satın aldı. Sonra baş aşağı düştü, bedeni yarıldı ve bütün bağırsakları dışarı döküldü. Yeruşalim'de yaşayan herkes olayı duydu. Tarlaya kendi dillerinde Kan Tarlası anlamına gelen Hakeldema adını verdiler” (Elçilerin İşleri 1:17-19). Eğer Yahuda İsa Mesih’e benzetilip çarmıha gerildiyse, tekrar ölmesi için dirilmesi gerekir ki, bu da en az Yahuda’nın İsa Mesih’e benzetilmesi kadar imkansızdır. Çünkü Yahuda İskaryot kutsal değildir ve ölüme galip gelemez.

Bu gerçekler ışığında sizler de takdir edersiniz ki, İslam dünyasının Nisa 157-158 ayetleri hakkındaki bu mevcut yorumu rivayetten öteye gidememektedir. Mesih’in çarmıhtaki ölümü ve dirilişi öğretisine karşı olanlar, çamur at izi kalsın yöntemiyle bugüne kadar bu öğretiyi yalanlamışlardır. Ancak her zaman ki gibi gerçek yine kendini ortaya çıkarmaktadır. Gerçek olan daha önce de tekrarladığım gibi “İsa Mesih’in çarmıhta tüm insanların günahını bağışlamak için öldüğü ve üçüncü gün bu ölümden dirildiği”dir.

Peki öyleyse, neden bu bölümü ekledim? Kuran’ın tanıklığını aradığım için mi? Hayır! Tüm insanlık tarihi için önem teşkil eden ve her dil, din ve ırkın üzerinde yetkin olan İsa Mesih’in sahip olduğu sevgiyi açıklayan İsa Mesih’in çarmıhta ölüp üçüncü gün dirilmesi olayı gerçektir. Ve inkar edilse de Kuran’da da bu olaya yer verilmiştir. Tüm Müslüman alemine çarmıh olayının gerçekliğini kendi kitaplarından da göstermek istediğim için bu bölümü eklemeyi uygun gördüm. Bu Müslümanlarla Hristiyanlar aynı şeye inanıyor demek değildir. Çünkü İncil’in Luka 16:16 ayetine göre “Kutsal Yasa ve peygamberlerin devri Yahya’nın zamanına dek sürdü. O zamandan bu yana Tanrı’nın Egemenliği müjdeleniyor…” demektedir. Bu ayette de görüyoruz ki Vaftizci Yahya’dan sonra artık peygamberlik dönemi sonu ermiştir ve yeni bir peygamber beklenmemektedir. Tüm Müslümanlara saygı duyuyor olsam da yukarıdaki ayetin yönlendirişi doğrultusundaKuran’a sadece tarihsel nitelikteki bir kaynak olarak başvuruyorum.