2.1 Günahın Karı Koca ve Kardeş İlişkilerine Yansıması


Rab’den kopuş öncesinde Âdem ve Havva’nın aralarındaki ilişkisi saydam, birbirlerine kötülük yapmaktan uzaktı. Yar.2:25 ayetinde “Âdem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı” sözleri aralarındaki ilişkinin saflığını anlatılır. Ne yazık ki iyiyle kötülüğü bilme ağacının meyvesini ikisi de yediklerinde gözleri açıldı; çıplak olduklarını anladılar. Bunun ardından saf olan ruhsal ve bedensel yapılarına kötülük tohumu, günah egemen olmaya başladı.

Âdem ve Havva’nın karı koca ilişkisinde günahın birinci sonucu kendilerinden, birbirlerinden ve Rab’den utanmalarıdır (Yar.2:7,8). Utançlarını kendi çabalarıyla, giysi yaparak örtmeye çalıştılar.

İnsanın kendi yolunu çizmek istemesiyle başlayan itaatsizliğin sonuçlarından biri olan utanma, günümüzde hem karı koca arasında hem de toplumla ilişkilerde günahla ilintili değişik nedenlere bağlı olarak kendini göstermekte; insanları olumsuz yönde etkilemektedir. Birçok bozulmuş duygunun altında yatan utancın karı koca ilişkilerine yansıyan davranış biçimi, karşısındaki ya da kendisini aşağılama değersizleştirme; ileri boyuttaysa hem karşısındaki nesneye hem de kendisine yönelik şiddettir.

Evlilik bağıyla yaşamlarını birleştiren kadın ve erkeklerin bedenlerinden utanmanın bedelini günümüzde de ağır biçimde ödemektedirler. Oysa insan bedeni eşlerin birbirlerinden utanacakları biçimde değil, onlara mutluluk, sevinç verecek biçimde yaratılmıştır.

Günahın bedelinin görünen ikinci sonucu korkudur. İnsanın kendisini güvende hissetmeyişinin temelinde Rab ile kopan ilişkisi, Rab’bin insan yaşamında bulunmayışı vardır. Rab ile ilişkisi bulunmayan insan kendi başına güçsüz ve çaresizdir.

Rab, Âdem’e “Neredesin?” diye seslendiğinde Âdem’in yanıtı “Bahçede [Aden’de]sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” oldu (Yar.3:8-10). Rab’den kopuş öncesindeki insanın Rab ile ilişkisinin derinliğini anlatan bu ayetlerden yaratılışta insanın Rab ile yüz yüze görüşebildiği, konuşabildiği sonucu ortaya çıkar. Hıristiyan ilahiyatında Rab insanlardan uzak bir varlık değildir. Tanrımız insanla elle tutulur, gözle görülür bir ilişkiye ve iletişime sahiptir ve bu ilişkiyi tarih boyunca devam ettirmek istemektedir (krş. 1Yu.1:1-4).

Aynı zamanda Yar.3:8-10 ayetlerinde bizlere ulaşan başka bir gerçek de Rab Âdem’den yaptıklarını kendi ağzından duymak, onu itaatsizliğiyle, yetkisini doğru kullanmamasıyla yüzleştirmek istemektedir. Bu nedenle Rab Âdem’e “Çıplak olduğunu sana kim söyledi? […] Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?” diye sorar (Yar.3:11). Âdem’in yanıtıysa “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim (Yar.3:12)” oldu.

Âdem işlenen günahta sorumluluğunu kabul etmek istemediği gibi, kadını yarattığı için Rab’bi suçladı. Böylelikle tarihteki ilk suçlama “Yanıma koyduğun kadın” sözüyle Rab’be, sonra da “kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” sözleriyle de eşe karşı gerçekleşti.

Rab kadına dönüp “Nedir bu yaptığın?” diye sorduğunda kadın, ‘Yılan beni aldattı, o yüzden yedim’ diye karşılık verdi (Yar.3:13).” Kadın da Şeytan’ı suçladı. Ancak Âdem ve Havva’nın suçu üstlerinden atarak yargıdan kurtulma uğraşıları, itaatsizliklerinin yargısını kaldırmaya yetmedi! Günah nedeniyle Rab ile yüz yüze ilişkiye kaybetmek, ruhsal ve fiziksel ölüm yaşamlarına girdi (Yar.2:17). Kötülüğün zamanla çoğalmasıyla birlikte suçlama Rab’be karşı olduğu kadar, ailede ve toplumda artan ölçüde devam etmektedir.

Rab’be karşı durarak bağımsız davranmanın Havva’ya yansıyan yargılarından doğum yaparken acı çekmek, kocasına duyacağı istek, kocasının onu yönetmesi günahın fiziksel, ruhsal sonuçlarını ve onun yaratılışta ailede aldığı rolü yitirişini gösterir. “Günah sonrasında Havva’nın kendisini Tanrı’dan özgür kılma çabası ve kocasından bağımsız hareket etme isteği kocasına duyacağı güçlü arzu bağımlılık sayesinde önlenecekti (Yar.3:16).”15

Âdem’in bildiği gerçeği bir kenara bırakarak karısının sözünü dinleyerek kendisini Rab’den bağımsızlaştırması özgürlük sağlamadığı gibi onu köleleştirdi. Temel ihtiyaçları arasında yer alan yiyecek bulmak günah sonrasında zahmetli çalışmaya bağlandı. O zamana dek verimli olan topraklar diken ve çalı üretmeye başladı. Göksel yerlerdeki konumu yitirmenin sonucu ortaya çıkan fiziksel ölüm bundan böyle Âdem’i bekleyen son olarak karşısındaydı (Yar.3:17-19).

Âdem ikinci kez karısına ad koydu. Ona “Havva” dedi. “Havva İbranice’de ‘yaşam’ anlamına gelen sözcükten üretilmiştir. Âdem ölümün kendilerine egemen olmasına karşılık insan soyunun çoğalma yoluyla devam edeceğine inanmaktadır (yar.3:20).”16

Günahtan geriye kalan utanç ve yargının sonuçlarıdır. Yar.3:21 ayeti Âdem ve Havva’nın günahın kendilerine nelere mal olduğunun ayrımına varmalarının yanında Rab’nin insana duyduğu sevgiyi anlamamız açısından önemlidir. Rab ölüm yargısının aktarılması için bir hayvan keserek ve utançlarını kaldırmak için kestiği hayvanın derisinden yaptığı giysiyi onlara giydirerek insana olan sevgisini gösterdi. “Âdem ve Havva’nın ölüm yargısını ve kendi utancını kaldıramaya gücü yetmediğinden Rab onların yerine gerekeni yaparak onları birleştirdi: ilk kurbanı Rab kesti.”17

Âdem ve Havva yeryüzündeki cenneti yitirerek aldıkları kararlarıyla baş başa kaldılar. Günahlı varlıkları fiziksel olarak örtülmüş olmasına karşılık ruhsal yönden devam etti. Rab’bin İsa Mesih’te hazırladığı kurtuluş tasarısısı gerçekleşinceye dek Rab’bin huzuruna çıkmazlardı.

Aden’den kovuluşun sonrasında aile yapıları hakkında ayrıntı yoktur. İlerleyen bölümlerde Âdem ve Havva’nın çocuk sahibi olmaları aile kurumunun büyüdüğünü görüyoruz. “RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim (Yar.4:1b)” ayetinden ve Habil ve Kayin’in Rab’be sunuyla yaklaşmalarından Âdem, Havva ve çocuklarının Rab ile ilişkilerini devam ettiğini, Rab’bi tanıdıklarını anlıyoruz.

Kayin’in Rab’be yürekten bağlanmayışı, kıskançlığı nedeniyle kardeşine düşmanca davranması, kardeşini öldürerek ilk cinayetin işlenmesi günahın sonucu kötülüğün artarak devam ettiğinin belirtisidir (Yar.4). Kayin Rab’bin uyarısına kulak asmayarak pusuda yatan günaha teslim oldu (Yar.4:6-7).

İlk cinayet ile birlikte ortaya çıkan başka bir önemli sonuç da aile içinde yaşanan sevgisizliktir. Sevgi temel duygusal ihtiyaçlardandır, deneyimlerden etkilenir. İnsan yaşamında sevginin biçimlenmesinde öğrenmenin yeri büyüktür. Büyük olasılıkla Âdem ve Havva’nın birbirlerini suçlamaları çekişmeye dönüşerek devam etmiş bunun sonuçları da çocuklarına yansımıştır. Aile kurumunda sevgi, bağlılık ve ilginin yerini küskünlüğe, öfkeye bırakmaya başlar. Günahı nedeniyle Kayin’in Nod topraklarına yerleştirilmesiyle ailede de kopuş yaşanır (Yar.4:16).

İnsan soyu çoğaldıkça günah da çoğalmaya devam eder. Kayin’in soyundan gelen Lamek iki kadınla evlendi (Yar.4:19). Kutsal Kitap’ta çok eşliliğin çıktığı bu ayette yine insanın kendi kararlarını alarak Rab’be karşı hareket içeren tutumunu görüyoruz. Âdem ve Havva’nın evliliğini Rab tek eşlilikte kutsamıştır. Çok eşlilik kutsanma içermeden insanın benliğinin istekleriyle hareket etmesinin sonucu olarak ortaya çıkmış, ilerleyen tarih sürecinde geleneklerle sürdürülmüştür.

Yazılı bir yasa bulunmamasına rağmen Aden’den kovulduktan sonra insanlar hem Rab ile hem de aile içinde birbirilerine nasıl davranacaklarını vicdanları aracılığıyla biliyordu. Günah, insanı Rab’den koparıp O’nun huzurundan uzaklaştırdığı gibi eşler, çocuklar ve onların çocuklarında etkinliğini artırarak aile kurumunu doğru biçimde işleyemez duruma getirdi.