4. Hayatlarını Ölümden Kurtarmak


Kutsal Kitap’a göre, Allah’ın rüyalar vermesinin dördüncü nedeni, insanların hayatlarını ölümden kurtarmaktır27 (yani fiziksel ölümden korumaktır). Tevrat’ta ve İncil’de, Rab’bin insanları doğal afetlerden ve zorba adamlardan korumak için onlara rüyalar gönderdiğine ilişkin çarpıcı örnekler vardır. Bu tür rüyalara ilk örneğimizi Tevrat’tan verebiliriz; bu örnek, görkemli bir Mısır firavununun düşünü anlatır. İkinci örnek ise, İncil’de geçer ve Hz. İsa’nın doğumundan sonra gerçekleşmiş bir olaya odaklanır.


Peygamberlik ve Rüya Yorumu

Tevrat ve İncil’de peygamberlik, doğal yollarla bilinemeyen şey-lerin esinlemesiydi. Bu, Allah’ın geçmiş, şimdi ya da gelecekte olacak olayları önceden bildirmesiydi (esinleme). Allah’tan gelen bir düşün yorumu, bir tür peygamberlikti (ya da doğaüstü biresinleme).


Allah’tan gelen rüyaları yorumlamak için formüller, kartlar ya da kitaplar kullanılmazdı. Tevrat, Zebur ya da İncil’de, Allah’tan gelen bir rüyanın şifreli dilini çözmek için rüya yorumlama an-siklopedilerini ya da sözlüklerini kullanan günümüzün popüleruygulamasını destekleyen hiçbir kanıt yoktur. Allah’tangelen rüyaların anlamı Allah tarafından açığa çıkarılırdı, insanlar ta-rafından çözülmezdi. Rüyanın yorumu, yorumlayan tarafındansimge veya farklı tekniklere dayanmaksızın, doğaüstü bir şekilde anlaşılırdı. Böylece bir düşün yorumcusu, tıpkı bir peygamber gibi, Allah’ın sözcüsüydü.

img

Firavunun Düşü: Firavun, bilge adamlarından hiçbirinin yorumlayamadığı korkutucu iki rüya gördü. Kraliyet sarayında çalışan baş saki firavuna, genç bir Yahudi’nin iki yıl önce, kendisinin ve bir arka-daşının rüyasını doğru yorum-ladığını söyledi. Bu genç Yahudi, Hz. İbrahim’in torununun torunu olan Yusuf’tu. Yusuf işlemediği bir suçtan ötürü uzun yıllar cezalandırıldığı için hapishanede bulunuyordu. Firavun baş sakisinden, Yusuf hakkında bilgi edindikten sonra, bu genç Yahudi’yi, rüyasını yorumlaması için hemen kraliyet sarayına çağırttı.


Firavun Yusuf’u çağırttı. Hemen onu zindandan çıkardılar. Yusuf tıraş olup giysilerini değiştirdikten sonra firavunun huzuruna çıktı. Firavun Yusuf’a, “Bir düş gördüm” dedi, “Ama kimse yorumlayamadı. Duyduğun her düşü yorumlayabildiğini işittim.”


Yusuf “Ben yorumlayamam” dedi, “Firavuna en uygun yorumu Tanrı yapacaktır.”


Firavun Yusuf’a anlatmaya başladı: “Düşümde bir ırmak kıyısında duruyordum. Irmaktan semiz ve güzel yedi inek çıktı. Sazlar arasında otlamaya başladılar. Sonra arık, çirkin, cılız yedi inek daha çıktı. Mısır’da onlar kadar çirkin inek görmedim. Cılız ve çirkin inekler ilk çıkan yedi semiz ineği yedi. Ancak kötü görünüşleri değişmedi. Sanki bir şey yememiş gibi görünüyorlardı. Sonra uyandım. Bir de düşümde bir sapta dolgun ve güzel yedi başak bittiğini gördüm. Sonra solgun, cılız, doğu rüzgarının kavurduğu yedi başak daha bitti. Cılız başaklar yedi güzel başağı yuttular. Büyücülere bunu anlattım. Ama hiçbiri yorumlayamadı.”28


Yusuf’un iyi rüya yorumladığı biliniyordu. Fakat gerçekten de öyle miydi? Yusuf, rüyanın yorumunu Rab’bin yapacağını, bunun kendi kişisel yetenek ya da bilgeliğine bağlı olmadığını açıkça bildirdi. Allah doğaüstü esinlemesiyle Yusuf’a, firavunun düşünün doğru yorumunu açıkladı. Bundan sonra Yusuf, firavuna ve tüm Mısır’a olacak şeyler hakkında peygamberlik etti.


Yusuf, “Efendim, iki düş de aynı anlamı taşıyor” dedi. “Tanrı ne yapacağını sana bildirmiş. Yedi güzel inek yedi yıl demektir. Yedi güzel başak da yedi yıldır. Aynı anlama geliyor. Daha sonra çıkan yedi cılız, çirkin inek ve doğu rüzgarının kavurduğu yedi solgun başaksa yedi yıl kıtlık olacağı anlamına gelir.


Söylediğim gibi Tanrı ne yapacağını sana göstermiş. Mısır’da yedi yıl bolluk olacak. Sonra yedi yıl öyle bir kıtlık olacak ki, bolluk yılları hiç anımsanmayacak. Çünkü kıtlık ülkeyi kasıp kavuracak. Ardından gelen kıtlık bolluğu unutturacak, çünkü çok şiddetli olacak. Bu konuda iki kez düş görmenin anlamı, Tanrı’nın kesin kararını verdiğini ve en kısa zamanda uygulayacağını gösteriyor.29

Allah Yusuf’a, dünya üzerinde çok şiddetli bir kıtlık olacağını açıkladı. Şimdi ise Yusuf’a, peygamberlik rolüne uygun olarak, firavunun, bu kıtlığa hazırlıklı olabilmesi için ne yapması gerektiğini açıklıyor.


Şimdi firavunun akıllı, bilgili bir adam bulup onu Mısır’ın başına getirmesi gerekir. Ülke çapında adamlar görevlendirmeli, bunlar yedi bolluk yılı boyunca ürünlerin beşte birini toplamalı. Gelecek verimli yılların bütün yiyeceğini toplasınlar, firavunun yönetimi altında kentlerde depolayıp korusunlar. Bu yiyecek, gelecek yedi kıtlık yılı boyunca Mısır’da ihtiyat olarak kullanılacak, ülke kıtlıktan kırılmayacak.”


Bimgu öneri firavunla görevlilerine iyi göründü. Firavun görevlilerine, “Bu adam gibi Tanrı Ruhu’na sahip birini bulabilir miyiz?” diye sordu. Sonra Yusuf’a, “Madem Tanrı bütün bunları sana açıkladı, senden daha akıllısı, bilgilisi yoktur” dedi, “Sarayımız yönetimini sana vereceğim. Bütün halkım buyruklarına uyacak. Tahttan başka senden üstünlüğüm olmayacak. Seni bütün Mısır’a yönetici atıyorum.” Sonra mührünü parmağından çıkarıp Yusuf’un parmağına taktı. Ona ince ketenden giysi giydirdi. Boynuna altın zincir taktı. Onu kendi yardımcısının arabasına bindirdi. Yusuf’un önünde, “Yol açın!” diye bağırdılar. Böylece firavun ona bütün Mısır’ın yönetimini verdi.30

Allah ülkedeki herkesin açlıktan ölmesini istemediği için fi-ravuna o rüyayı verdi. Bu rüya, Allah’ın sevgisinin bir göstergesiydi. Firavun, kendisine ne olacağı bildirildiği için afet gü-nüne hazırlanabilecekti; ve böylece kimse ölmek zorunda kal-mayacaktı.


Babil Kralı Nebukadnessar’ın aksine (2. bölüme bakın), Mısır firavunu rüyanın yorumunu (ya da peygamberliği) dikkatlice dinledi ve ona göre davrandı. Sadece Mısır’da yaşayan kişilerin değil, Mısırlılar’ın ürün fazlasından yiyecek almaya gelen komşu uluslardan da birçok kişinin hayatı kurtuldu. Allah merhametli ve sevecen olduğu için insanları zamansız ölümden korumak için rüyalar verir.


Yusuf’un (Hz. İsa’nın Üvey Babasının) Düşleri: Şimdi bahsedeceğimiz rüyalar da Yusuf adlı bir kişinin gördüğü rüyalardır. Fakat bu Yusuf, önceki hikayemizde sözü edilen Yusuf değildir. İki Yusuf’un yaşamları arasında yaklaşık 2000 yıllık bir süre vardır. Bu hikaye İncil’de geçer ve Hz. İsa’nın doğumundan hemen sonra gerçekleşen olaylar üzerine odaklanır. Bu olaylar, Hz. İsa’nın üvey babası olan Yusuf’un gördüğü rüyalardır. Yusuf, geçimini marangozluk yaparak sağlayan dürüst bir adamdı. Bu hikaye, Hz. İsa daha küçük bir çocukken yaşanmıştır.


imgHz. İsa çok tehlikeli bir zamanda Filistin’de doğdu. Ülke, acımasız bir kral olan Büyük Hirodes’in yönetimi altındaydı (İ.Ö. 37-4). Krala, büyük işler yaptığı için değil, gelmiş geçmiş Filistin kralları arasında adı Hirodes olan ilk kral olduğu için Büyük Hirodes deniliyordu. Tarih bize Hirodes’in, yarı Yahudi olduğunu söyler. Hirodes, o zamanın ölçülerine göre bile gaddar sayılırdı. Kendisine karşı olan tüm politikacıları ve kendi karısı, üç oğlu ve sayısız akrabası da dahil olmak üzere, hakimiyetine karşı tehdit oluşturuğunu düşündüğü herkesi öldürüyordu. Roma İmparatoru Av-gustus bile, “Hirodes’in domuzu olmak, oğlu olmaktan daha iyidir” diyerek Hirodes ile alay etmekten kendisini alamamıştı. Hirodes ölüm döşeğinde bile zalimdi. Ölümünden sadece birkaç gün önce, Yahudi ulusunun tüm önde gelenlerini hu-zuruna getirtti. Onları derhal hi-podroma kilitletti ve çevresini as-kerlerle kuşattı. Askerlere, kendi cenaze töreninde onurlandırıcı bir “yas” olsun diye, ölümünden hemen sonra kilitlettiği bu kişileri öldürmelerini emretti.


Hz. İsa’nın doğumunun hikayesi, Büyük Hirodes’in hükümranlığı zamanında gerçekleşti. Bu hikaye Kral Hirodes’in, Hz. İsa daha çocukken, onu öldürtmeyi nasıl planladığını açıklar. Birazdan göreceğiniz gibi, bu hikayedeki rüyaların yorumlanmaya ihtiyacı yoktu. Rüyaları gören kişiler, onların ne anlama geldiğini gayet iyi biliyorlardı ve görüp işittiklerine itaat ettiler.


İsa’nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye’nin Beytlehem Kenti’nde doğmasından sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Yeruşalim’e31gelip şöyle dediler: “Yahudiler’in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O’nun yıldızını gördük ve O’na tapınmaya geldik.”


Kral Hirodes bunu duyunca kendisi de bütün Yeruşalim halkı da tedirgin oldu. Bütün başkahinleri ve halkın din bilginlerini toplayarak onlara Mesih’in nerede doğacağını sordu. “Yahudiye’nin Beytlehem kentinde” dediler. “Çünkü peygamber aracılığıyla şöyle yazılmıştır:


Ey sen, Yahuda’daki Beytlehem, Yahuda önderleri arasında hiç de en önemsizi değilsin! Çünkü halkım İsrail’i güdecek önder senden çıkacak.’


Bunun üzerine Hirodes yıldızbilimcileri gizlice çağırıp onlardan yıldızın göründüğü anı tam olarak öğrendi. “Gidin, çocuğu dikkatle arayın, bulunca bana haber verin, ben de gelip O’na tapınayım” diyerek onları Beytlehem’e gönderdi.


Yıldızbilimciler, kralı dinledikten sonra yola çıktılar. Doğuda görmüş oldukları yıldız onlara yol gösteriyordu, çocuğun bulunduğu yerin üzerine varınca durdu. Yıldızı gördüklerinde olağanüstü bir sevinç duydular. Eve girip çocuğu annesi Meryem’le birlikte görünce yere kapanarak O’na tapındılar. Hazinelerini açıp O’na armağan olarak altın, günnük ve mür sundular. Sonra gördükleri bir düşte Hirodes’in yanına dönmemeleri için uyarılınca ülkelerine başka yoldan döndüler.


Yıldızbilimciler gittikten sonra Rab’bin bir meleği Yusuf’a rüyada görünerek, “Kalk!” dedi. “Çocukla annesini al, Mısır’a kaç. Ben sana haber verinceye dek orada kal. Çünkü Hirodes öldürmek için çocuğu aratacak.” Böylece Yusuf kalktı, aynı gece çocukla annesini alıp Mısır’a doğru yola çıktı. Hirodes’in ölümüne dek orada kaldı. Bu, Rab’bin peygamber aracılığıyla bildirdiği şu söz yerine gelsin diye oldu: “Oğlumu Mısır’dan çağırdım.”

img

Hirodes, yıldızbilimciler tarafından aldatıldığını anlayınca çok öfkelendi. Onlardan öğrendiği vakti göz önü-ne alarak Beytlehem ve bütün yöresinde bulunan iki ve iki yaşından küçük erkek çocukların hepsini öldürttü. Böylelikle Peygamber Yeremya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelmiş oldu:

Rama’da bir ses duyuldu, ağlayış ve acı feryat sesleri! Çocukları için ağlayan Rahel avutulmak istemiyor, çünkü onlar yok artık!


Hirodes öldükten sonra, Rab’bin bir meleği Mısır’da Yusuf’a rüyada görünerek, “Kalk!” dedi, “Çocukla annesini al, İsrail’e dön. Çünkü çocuğun canına kıymak isteyenler öldü.” Bunun üzerine Yusuf kalktı, çocukla annesini alıp İsrail’e döndü. Ama Yahudiye’de Hi-rodes’in yerine oğlu Arhelas’ın kral olduğunu duyunca oraya gitmekten korktu. Rüyada uyarılınca Celile böl-gesine gitti. Oraya varınca Nasıra denen kente yer-leşti.” 32


Bu hikayede, Allah’ın insanları ölümden korumak için rüyaları kullanışının birçok örneğini görüyoruz. Birincisi, Allah yıldızbilimcileri bir rüyayla uyardı. Yıldızbilimciler doğudan, büyük ihtimalle Arabistan veya İran’dan (eski Babil’den) gelmiş bilge adamlardı. Onlar, eski peygamberlikler ve astronomi üzerine çalışmaları sayesinde, Yahudiler’e büyük bir kralın doğması gerektiğini anlamışlardı. Bu kralı hediyelerle onurlandırmak istediler. Hz. İsa’yı bulduktan sonra, Allah onları bir rüyada, Kral Hirodes’in yanına dönmemeleri konusunda uyardı. Yıldızbilimciler bu uyarıya uygun davranarak Hirodes’i atlatıp ülkelerine başka yoldan döndüler.


Bu hikayede Allah, bir rüyada Yusuf’a bir melek göndererek ona, Hz. İsa’nın hayatını kurtarmak için derhal Mısır’a kaçması gerektiğini söyledi. Yusuf o gece gördüğü rüyaya itaat etti. Sahip olduklarının hepsini bırakıp yabancı bir ülkeye gitti. Mısır’da birkaç yıl yaşadıktan sonra bir rüyada, ailesini İsrail’e geri götürmesi kendisine söylendi. Yusuf yine itaat etmekte gecikmedi.


Sadece Allah’ın bildiği sebeplerden ötürü, hayatta bazı olaylar sabit ve değiştirilemez görünür... kıtlık ya da kötü bir diktatörün hakimiyeti gibi acı, ölüm ve yıkım getiren olaylar bile! Allah insanlara olan sevgisini, olayı değiştirmek yerine, tüm sonuçlarından uzak durabilmeleri için onları uyararak gösterir. O, bize verdiği her esinlemeye uygun davranmamızı ister. Bu bölümdeki her iki hikayede de, bir rüyada verilen uyarıdan yararlanmamız için itaatkar davranışın zorunlu ol-duğunu görüyoruz.