2. Gururdan Uzak Tutmak


Kutsal Kitap’a göre, Allah’ın insanlara rüyalar vermesinin ikinci nedeni, onları gururdan uzak tutmaktır.13 Tevrat, Zebur ve İncil, gururun insanoğlunun işlediği günahların en büyüklerinden biri olduğunu vurgular. Bazıları gururlu olmanın güzel bir özellik olduğuna inanırken, Kutsal Kitap açıkça bunun doğru olmadığını söyler.


Ey gençler, siz de ihtiyarlara bağımlı olun. Hepinizbirbirinize karşı alçakgönüllülüğü kuşanın. Çünkü,Tanrı kibirlilere karşıdır, ama alçakgönüllülere lütfeder.14


Gimgurur (kibir) dolu bir kişi yalnız kendini düşünür, diğer kişileri ve Allah’ı düşünmez. Gururlu kişiler kendilerine olduklarından daha fazla değerverirler. Allah insanları fazla gururdan korumak için rüyalar verir.


Babil Kralı Nebukadnessar’ın Rüyası:

Bu tip rüyalardan biri; Babil Kralı olanNebukadnessar zamanında (İ.Ö. 605-562) görülmüştür. Kendisi; Babil Krallığı’nı en güçlü ve şaşaalı dönemlere taşımıştır. Ba-bil Krallığı Dünya’nın gördüğü en büyük imparatorluklarından biri olmuştur. KralNebukadnessar, Yahuda Krallığı’nı tama-men eline geçirmiştir. Geride kalan Yahu-diler ya sürgüne gönderilerek yaşamlarına devam etmeye zor-lanmış ya daBabil yönetimi altında fakirlik ve yokluk içinde kalmışlardır. Yaşadığı çağda Nebukadnessar, uygarlığı kendi avucunun içinde tutmuştur. Dünyanın en güçlü kişisi olduğu fikrine kapılmıştır. Bu gurur ve kendini yüce görme fikri okadar ileri gitmiştir ki, kendisine Tanrıymış gibi tapınılmasını beklemiştir. Ama bir gece onu bile korkutan bir rüya görmüş-tür. Aşağıdaki hikaye Tevrat’tan alınmıştır:


Yatarken gördüğüm görümler şunlar: Dünyanın ortasında çok yüksekbir ağaç gördüm. Ağaç büyüdü, güçlendi, boyu göklere erişti. Dünyanın dört bucağındangörülüyordu. Yaprakları güzeldi, herkese yetecek kadar bol meyvesi vardı. Yabanıl hayvanlar gölgesinde barınıyor, gökte uçan kuşlar dallarına tünüyordu. Her canlı ondan besleniyordu.


Yatağımda yatarken gördüğüm görümlerde gökten inen bir gözcü, kutsal bir varlık gördüm. Yüksek sesle,‘Ağacı ve dallarını kesin, yapraklarını yolun, meyvesini atın’ diye bağırdı. Altında barınan hayvanlarla dallarına tüneyen kuşlar kaçsın. Ama köklerin bulunduğukütüğü demirle, tunçla çevreleyip yerde, otların içinde bırakın. Göğün çiyiyle ıslansın, hayvanlarla birlikte yerdeki otlardan pay alsın. Ondaki insan yüreği değiştirilsin, yerine hayvan yüreği verilsin. Üzerinden yedi vakit geçsin. Bu yargıyı gözcüler, kararı kutsallarverdi. Öyle ki, her canlı Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünüve onları dilediği kişiye, en hor görülen birine bile verebileceğini bilsin. İşte ben Kral Nebukadnessar'ın gördüğü düş!15

Kral Nebukadnessar gördüğü rüyadan çok rahatsız olmuştu. Emrinde bulunan çok sayıdaki büyücü ve astrologu rüyayıyorumlamaları için huzuruna çağırdı, ama hiçbirinden tamolarak bir açıklama alamadı. Son olarak Kral Nebukadnessar, gerçek Allah’atapan ve O’nu seven Daniel peygamberi çağırttı. Daniel peygamber, Kral Nebukadnessar’ın diğer danışmanları gibi putlara tapınmıyor, kehanette bulunmuyordu. Bir önceki Babil Kralı Kudüs’ü ele geçirdiği zaman Daniel’i köle olarak yanında getirmişti. Ama Daniel gelecek vaat eden tavırlarıyla beğeni kazanmış ve “Belteşassar” adını almıştı.Kral Nebukadnessar’ın danışmanlarından biri olmuştu ve Allah adamı yönüyle tanınıyordu. Kralın, rüyasını Daniel’e anlatmasıyla hikaye devam eder:


O zaman öbür adı Belteşassar olan Daniel bir süreşaşkın şaşkın durdu, düşünceleri onu ürküttü. Bununüzerine kral, “Ey Belteşassar, bu düş de yorumu daseni ürkütmesin” dedi. Belteşassar, “Ey efendim, keşke bu düş senden nefret edenlerin, yorumu da düşmanlarının başına gelseydi!” diye karşılık verdi “Büyüyen,güçlenen, boyu göklere erişen, dünyadaki herkesçe görülebilen bir ağaç gördün. Yaprakları güzeldi, meyvesi herkese yetecek kadar boldu. Yabanıl hayvanlar altında barınır, gökte uçan kuşlar dallarına tünerdi.


Ey kral, o ağaç sensin! Sen büyüdün, güçlendin. Büyüklüğün giderek göklere erişti, egemenliğin dünyanın dört bucağına yayıldı. “Sen, ey kral, bir gözcünün, kutsal bir varlığın gökten indiğini gördün. ‘Ağacı kesip yok edin, ama köklerin bulunduğu kütüğü demirle,tunçla çevreleyip yerde, otların içinde bırakın. Göğün çiyiyle ıslansın; üzerinden yedi vakit geçinceye dek yabanıl hayvanlarla birlikte pay alsın’ diyordu. Ey efendim kral, düşün anlamı ve Yüce Olan'ın senin başına getireceği yargı şudur:


İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın; öküz gibi otla beslenecek, göğün çiyiyleıslanacaksın. Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerindeegemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek. Köklerinbulunduğu kütüğün bırakılması için buyruk verildi. Bunun anlamı şu: Sen göklerin egemenlik sürdüğünü anlayınca krallığın sana geri verilecek. Bu yüzden, ey kral, öğüdümü benimse: Doğru olanı yaparak günahından, düşkünlere iyilik ederek suçlarından vazgeç.Olur ya, gönencin uzun sürer.”16

img

Nebukadnessar’ın başına gelecekleri anlatan bu rüyayı yorumlarken Daniel peygamber çok cesaretli davrandı. Kendikrallığının başına gelecek olaylara ilişkin yorum yapmak po-litik olarak bir danışmanın kolay kolay kalkışabileceği bir davranış biçimi değildi. Bukadar açık bir şekilde konuş-masından dolayı Daniel pey-gamber canından olabilirdi. Ama bütün bu tehlikelererağmen Daniel peygamberkralı tövbe etmeye, doğruolanı yapmaya, düşkünlereiyilik etmeye çağırdı. Yüceolan Allah’ı tanıması içinonu uyardı. Ama uyarı işeyaramadı ve kral yürüdüğüyoldan ve kibirli yapısından vazgeçmedi. Değişmedi. Yüce olan Allah’ın kendisinden üstün olduğunu kabul etmedi. Hi-kaye şöyle devam ediyor:


Bunların hepsi Kral Nebukadnessar'ın başına geldi. On iki ay sonra kral Babil Sarayı'nın damında geziniyordu. Kral, “İşte onurum ve yüceliğim için üstün gücümlekrallığımın başkenti olarak kurduğum büyük Babil!” dedi. Daha sözünü bitirmeden gökten bir ses duyuldu: “Ey Kral Nebukadnessar, krallık senden alındı. İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın. Öküz gibi otla besleneceksin. Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek.” Nebukadnessar'a ilişkin bu söz hemen yerine geldi. İnsanlar arasından kovuldu. Öküz gibi otla beslendi. Bedeni göğün çiyiyle ıslandı. Saçı kartal tüyü, tırnakları kuş pençesi gibi uzadı.17


Kral Nebukadnessar kendini Allah’la bir tutmuştu. Ama Allah, günahını anlayabilmesi konusunda çok merhametli ve sabırlı davrandı. Ona bir rüya ve rüyayı yorumlayabilmesi için de Daniel peygamberi gönderdi. Ama fazla gururlu oluşu, Allah’ın yaptığı çağrıyı duymasını engelledi.


Kral Nebukadnessar binlerce kişiyi yönetti, güçlü orduların başını çekti ve büyük bir servetin sahibiydi, ama tüm bunlar için Allah’a şükretmedi, kendi topraklarında yaşayan fakir ve zor durumdaki kişilere yardım etme sorumluluğunu görmez-den geldi. Bu sorumluluk ona Allah tarafından verilmişti. Allah fakir, baskı altında yaşayan, zor durumdaki insanları sever ve onlara merhamet etmesi için başlarına yetkililerkoyar. Kral Nebukadnessar ise kibirli karakteri ile bu sorumluluğu görmezden gelmiş ve kendisini Allah yerine koymuştur. Tevrat Allah’ın kibirlileri sevmediğini söyler.


RAB yüreği küstah olandan iğrenir. Bilin ki, öyleleri cezasız kalmaz. Sevgi ve bağlılık suçları bağışlatır,RAB korkusu insanı kötülükten uzaklaştırır.18


Allah’ın KralNebukadnessar’ı uyarması bir lütuf ve merhamet hareketidir. Nasıl ki, bir baba kendi oğlunu cezalandırmaktan hoşlanmazsa, Allah da kendi halkını cezalandırmaktan hoşlanmaz. Allah bize karşı sevgi doludur. İncil’de yazdığı gibi:


Bazılarının düşündüğü gibi Rab vaadini yerine getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor.19


Ama sonuç olarak, gereksiz olarak çekilen acılardan sonra(gereksiz, çünkü Daniel peygamberin uyarılarını dinlemiş olsaydı bu başına gelmeyecekti) Kral Nebukadnessar’ın aklıbaşına çok geç de olsa geldi!


Belirlenen sürenin sonunda ben Nebukadnessar gözlerimi göğe kaldırdım ve kendime geldim. Yüce Olan'ıövdüm. Sonsuza dek Diri Olan'ı onurlandırıp yücelttim. O'nun egemenliği ebedi egemenliktir, Krallığı kuşaklar boyu sürecek. Dünyada yaşayanlar bir hiç sayılır. Ogökteki güçlere de dünyada yaşayanlara da dilediğini yapar. O'nun elini durduracak, O'na, “Ne yapıyorsun?” diyecek kimse yoktur. O anda aklım başımageldi. Krallığımın yüceliği için onurum ve görkemimbana geri verildi. Danışmanlarımla soylu adamlarımbeni aradılar. Krallığıma kavuştum, bana daha büyük yücelik verildi. Ben Nebukadnessar Göklerin Kralı'naşükrederim. O'nu över, yüceltirim. Çünkü bütün yaptıkları gerçek, yolları doğrudur; kendini beğenmişlerialçaltmaya gücü yeter.20


Kral Nebukadnessar, Allah’tan gelen bu uyarıya hemen olum-lu bir cevap vermese de, Allah, onun alçakgönüllü bir şekilde karşısına çıkmasını bekledi. Sonunda kralın aklı başına geldi. Gözlerini göğe kaldırdı ve Yüce Olan’ı övdü, kendi yerineO’nu yüceltti. Allah’ınmerhameti o kadar büyüktür ki, ken-dini beğenmiş ve haddini bilmeyen Kral Nebukadnessar bile O’nun merhamet ve sevgisinden nasibini almıştır.