I. ÖNSÖZ

Bu kitap yıllardır zihnimde önemli bir yer kaplamaktaydı. Kitabın ortaya çıkışı o kadar uzun sürdü ki, birçok arkadaşım artık bu kitabı ne zaman bastıracağımı sormaktan vazgeçmeye başladı. Sonunda yayımcıya göndermeden önce bu satırları yazacak aşamaya gelebildim.

Pavlus’un Galatyalılara Mektup’u benim için birkaç nedenle özel önem taşır: Öncelikle mektubun lütufla dolu içeriğinin, Tanrı’nın sevgisinin sınırsızlığını kavramaya başlamamda çok değerli bir katkıda bulunduğunu söyleyerek başlamalıyım. Mektubun ayetleri üzerinde çalıştığım yerlerde geçirdiğim yalnız anlarda, bu sevginin boyutları karşısında gözyaşlarımı tutamadığım zamanlar oldu. Okuyucuya ayetler üzerinde derin düşünmeyi öneriyorum. Kutsal Sözü kişisel yaşamınızın bir parçası haline getirin, özümseyin.

İkinci neden, antik Galatya bölgesinin başkentinde Ankara’da yaşayan bir Hıristiyan oluşumdur. Artık ülkemizde Galatlar denen halktan kimse kalmamış bu halk tarihe karışmışsa da bir kilise önderi olarak kendimi bu tarihin bir parçası olarak düşünmekten zevk alıyorum. Her ne kadar mektup, bu bölgedeki kişilerin bir kısmına ‘Ey akılsız Galatyalılar!’ diye seslense de sanki adım Kutsal Kitap’ta yazılıymış gibi mutlu oluyorum.

Yeni Antlaşma metinlerini yorumlamaya çalışırken dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum. Yorumbilimi bir bilim olduğu kadar, aşçılık gibi aynı zamanda bir sanattır. İnsan çalışırken tuzunu, yağını iyi ayarlamalı tadını kaçırmamalıdır. Cornell Üniversitesi’nde Edebiyat profesörü olan Jonathan Culler ise yorumu yemek yemeyle ilişkilendirmiştir: ‘Aşırı yorumu, aşırı yemegibi düşünebiliriz: yerinde yeme ya da yerinde yorumlama vardır, ancak bazı insanlar durmaları gereken noktada durmazlar. Getireceği kötü sonuçlarla, yemeyi ya da yorumlamayı aşırıya varana dek sürdürürler’ (Eco, sf 125). Ben kısa yazmaya ve aşırı yorumlamamaya özen göstermeye çalıştım. Okuyucuya ipuçları vererek ‘Uygulama’ sorularıyla kişisel yaşamlarında metni sindirmelerini arzuladım.

Birkaç kişiye teşekkür etmeliyim: Ken Wiest benim yazdığım diğer metinlerin çoğunda şimdiye dek yaptığı gibi eleştirileriyle metne değer kattı. Eğer hala bir hata kaldıysa bana aittir. Galatlar üzerinde yaptığımız uzun ve yorucu çalışmalarda bana yardım eden Oya Uslu’ya ve kitabın tek haritasını benim çok da belirgin olmayan tariflerimle hazırlayan Ryan Keating’e teşekkür ederim. En büyük teşekkürü ise lütfuyla beni seçen, kurtaran ve çocuğu sayarak seven Tanrımız’a sunuyorum. Yücelik ve övgü O’na yaraşır.

Ankara, Ocak 2012